İbik, İbig : Köşe, kenar, uç, etek kısmı.
– Bir iboondan ben tuttum bir iboondan da o.
İbili : Tepeli toygar, ibibik. (Latince: Galerida cristata) Yazıda yaşar. Cıvcıktan büyük, kepezli bir kuş.
İdare lambası : İptidai bir aydınlatma aracı.
İeşmek, Eğişmek *: Boy ölçüşmek, yarışmak. Birbirini söz ile çekememe.
– Şu ufacık çocaa bakele! Beninen ieşiyo.
İgrah gelmek, Igrah gelmek: Bıkmak, iğrenmeyi de içeren bir kelime.
– Osandım, igrah geldim bu herifin elinden.
İkide boyl *: İkide bir.
– İkide boyl gelip durma ha!
İkoon : İki gün.
– Boonküünen ikoon olucu. (Bugünki günle iki gün olacak.)
İkoyl *: İkinci kez. İki kez. İki kere
– İkoyl oldu gene gelmedi.
İkrah, Igrah : Tiksinme, iğrenme.
İkrah gelmek, Igrah gelmek : Bıkmak, tiksinmek, iğrenmek.
– Osandım, igrah geldim bu herifin elinden.
İleğen (İlaan) : Leğen.
İlenger : Lenger, pilav konan yayvan bakır kap.
İleri : Önceden, evvel. “İleri bayramda geldiydi.”
İlerlek, İrellek : İleri, sonra. “Az irellekte ağacın altında.”
İmi timi kalmamak : Kayıplara karışmak.
İnnelemek *: Fasulyenin çiçekten meyveye geçme evresi. Ürün 3-5 mm uzunluğunda ve görünümü iğne şeklindedir. “Fasulyeler innelemeye başladı.”
İnnelik : Yusufcuk böceği, pervane. (Su kenarlarında yaşayan bir böcek). İnleliğin yavrusu kurtçuk şeklinde olup durgun suyun içinde yaşar. Tek besin kaynağı ise sivrisineğin larvalarıdır. İnnelik çoksa sivrisinek az demektir.
İntil olmak : Sinirlenmek. (?)
İpi boşanmak *: Hayvanın bağlı bulunan ip kendiliğinden çözülmek.
İrançeya kalmak *: İğrenç bir duruma maruz kalmak, iğrenmek.
İredo : Radyo.
İrişkin, İrişgin : Et sucuğu.
İskele çiçeği : Bir tür çiçek.
İsnân (İsneyin) *: Pazartesi. "İsneyin, Arapçada Pazartesi anlamındadır."
Biz küçükken bizleri korkutmak için, “Bugün İsnaan günü sırtlanlar dolaşıyor ha!” derlerdi.
İsnântesi (İsneyintesi) *: Salı
İstanbul makası gibi cirp cirp kesmek : Çok bilmiş, atıp tutan. “İstanbul makasoomu cirp cirp”.
İşini küncülemek : Bir işi halletmek.
–O işini küncüledi.
İt balığı : Payas Çayında bulunan bir balık çeşidi.
– Çaydaki diğer balıklar; Çay balığı, Kaya balığı ve Yılan balığıdır.
İt demirci dükkanından ne götürür *: Birinin yaptığı bir eylemin masumiyetine verilen cevap.
– Sen o çocuğu tanımıyon mu Ali ağa. İt demirci düggeninden ne götürür ki!
İtâ (İteği) : Üzerinde yuka ekmek yapılan, un elenen pamuk dokumadan büyük sofra.
İt dirseği, İd dirsâ : Gözde çıkan bir tür yara. Arpacık.
İt gülü : Yaban gülü, sarmaşık gülü, kuş burnu.
İte kesmek *: Denilen hiçbir şeyi yapmamak.
– Aynı bir ite kesik.
İteği, İtâ : Üzerinde yuka ekmek yapılan, un elenen pamuk dokumadan büyük sofra.
İt kılı kırkmak *: Yoksulluktan geçim için başkalarının dönüp bakmadığı en ufak şeyleri bile yapmak.
İt osuruğu çam sakızı *: Boş işlerle uğraşanlar için söylenen bir söz.
İveklemek *: Toplamak. Portakaları apalından ivekleyiver.
İvez : Sivrisineğe benzer bir sinek türü.
İyâ : Eğe.