Öfelemek : Bir şeyi parmaklar ile hafifçe yoğurarak karıştırmak. “Örnek : Soğan öfelemesi, Yumurta öfelemesi.”
Ökenmek : Birinin yaptıklarını, söylediklerini yineleyerek alay etmek. Öykünmek.
Öklemek : Bağlamak, sabitlemek.
– Hu inaa hortaala ökleyiver: Şu ineği portakala bağlayıver.
Ölçermek : Sönmekte olan ateşi canlandırmak.
– Gızım, ocağı ölçerle, altını kayıver.
Öliyeşin, Öyleyşin *: Öyleyse.
İki çocuk ütmecine oyun oynarlar ve biri yener, yenilen çocuk;
– Öliyeşin bende seninkini saymiyöm, der.
Ölü yuyucu : Cenaze yıkayıcı, gassal.
Ölümsek : Ölmek üzere olan.
Ömmen *: Çok yemek yiyen, obur (kimse).
Öndüç : Ödünç.
Önnük, Önnüg : Önlük.
Öyf, Ööyf : 1. Hayret belirtme, 2. Beğenmeme.
Örme : Kıldan örülerek yapılan kalın ip.
Öteâcunda *: Öteki ucunda.
Öteâ : Öteki, diğeri.
Öteâkı : Ötekisi.
Öteân : Öteki gün, önceki gün
Öteande, Ötâande *: Öteki tarafında.
Ötellek, Öterlek *: Ötede, ileri, biraz ileri.
– Iz ötellegde pinnoon ayucunda: Az ötede kümesin yanında.
Ötellek durmak, Öterlek durmak *: Uzak durmak.
– Ötellek dur! : Uzak dur.
Ötlük kuşu *: 4 türlü ötlük kuşu vardır. Bunlar; Bitbiti ötlüğü, Him Ötlüğü, Karabaş ötlüğü ve Sarıbaş ötlüğü’dür. Ötlükler “cuk cuk” diye öter.
Ötürük : İshal
Öyleyşin, Öliyeşin *: Öyleyse.
Özemek : Sözü yineleyerek gereğinden çok uzatmak, gevelemek.
– Lafı özeyip durma ha!