1.09.2013

Z

Zağza *: Dökümlü zengin duran kumaş, giysi.
           – Yeni perdeleriniz çok güzel, zağza duruyor.
Zahmeri sineği gibi kalmak, Zemheri sineği gibi kalmak *: Yapayalnız kalmak.
Zahter : Kekik.
Zamzalak : Boyu 5-6 metreyi bulan, dış kabuğu kahverengi, çakıldak gibi acı meyve tutan bir ağaç (Melia azadirachta). Yetiştiği alanlar Doğu Hindistan, Pakistan, Payas vs. Çiçekleri kozmetikte kullanılır.
Zavar etmek : İri öğütülmüş tahıl. Arpa zavarı, darı zavarı, yulaf zavarı.
Zar bülbülü : Cırt cırt cırt cırrr diye öten bir kuş.
Zarpadan düşmek : Asılı ağır bir şey aniden düşmek.
Zarzıbık ağlamak *: Küçük çocukların bağıra bağıra ağlaması.
Zarzıbık ağlatmak *: Ortalığın anasını ağlatmak, kasıp kavurup terör estirmek.
Zehir zıtnabık etmek : Helal etmemek. “Zehir zıtnabık olsun.”
Zemheri, Zahmeri : Kışın en soğuk ayları.
Zembil : Mal gübresi (zibil) taşımada kullanılan bant lastiğinden yapılan yayvan sepet.
Zendine geçmek *: Çok zayıflamak, karnı içine girmek.
Zerinç olmak *: Sabırsızlanmak.
Zeroş : Sarhoş.
Zıbıldak : Zibidi, serseri. Ergenlik ve biraz üstü çağlarında olan, bağrıyanık, biraz ipsiz sapsız,vurdumduymaz, nerde akşam orda sabah yaşayan ve genelde kız vermekte tercih edilmeyen delikanlılara denilir.
Zıblık gibi : Semiz, etine dolgun olan. “Bıldırcınlar zıblık gibi oluk.”
Zıkım : Zakkumun zehiri. “Zıkımın kökünü ye.”
Zıkımcalık *: Yatmadan önce yenen yemek.
Zıllıkmak *: Oyun bozarak mızıkçılık yapan, mızmızlanan.
Zınarmak, Zıñarmak : Yere yatıp belenerek zırlamak (çocuklar için).
Zıng, Zınk : Kötü söz.
Zır *: Bilye oyununda iki bilye arasını karışlarken, parmak uçlarının bir bilyeye dokunup diğerine dokunup dokunmadığının belli olmama hali. Öte yüzlüler (Hassa) “sır” der.
Zırbıt *: Çok ağır.
Zırbıt gibi *: Çok ağır olan şey.
Zırıl *: Bir tür kabak yemeği. Kabağın meyvesi ve taze yaprakları ile yapılan bir yemek türü.
Zırrıkı : Akıldan noksan. “Zırrıkı deliymissin bre!”
Zıypak, Zıypag : Çok kaygan, üzerine basılınca kayıp düşülecek derecede kaygan olan. Deredeki yosun tutmuş taşların üzeri zıypaktır.
          – Dikkat et o daşların üstü zıypak ha!
Zıypmak, Zıypmag : Bir şeyin üzerine basarak aniden düşmek.
Zibidi : Gıcık, aykırı davranışlı ve aykırı giyim tarzlı erkek.
Zibil : Mal gübresi.
Zibil gimi, Zibil gibi : Çok ama değersiz anlamında. “Çin’de insan zibil.”
Zifirli *: Bol etli. (Bol yağlıda olabilir). “Çorbanın içi zifirli olsun.” (?)
Ziftelemek *: Bir yeri dağınık hale getirmek.
Zillemek : Tohum filizlemek, çimlemek.
Zillenmek : Tohum filizlenmek, çimlenmek.
Zina bideri (Zine bideri) *: Hayat kadınından doğmuş çocuk. Kızıldığında hakaret amaçlı söylenen söz.
Ziraat dikeni *: Payas mimozası. (Bir akasya türü). Portakal bahçelerinin kenarlarına rüzgarlık olarak dikilir.
Zirzop : Delişmen, aklına eseni yapan. Bilinçsiz, yaşı büyük aklı küçük.
Zivziv gezmek : Boş boş amaçsızca gezmek.
          – Şuna bak! Sabahdan aşamaça aynı it gimi ziv ziv geziyor.
Zoldurzop : Birden bire, aniden.
Zomzom *: Yöresel yaz yağmuru. Payas’ta yazın denizden esen meltem Türkiye’de kuzey-güney istikametinde uzanan tek dağ olan Amanosların yamaçlarında yoğun nem ve buhar olarak birikir, öyle ki bazı yıllarda güneş aylarca gözükmez. Biriken nem, gece havanın soğuması ile yağmur olarak yağar, bu yağmura zomzom denir. Zomzom genelde 10-15 dakika sürer. Bazende saatlerce sürebilir.
             Gece damda hanımı ile beyi yatıyor ve yağmur başlıyor.
          – Heriif yağmur yağıyor.
          – Zomzomdur zomzom, yat uyu.
          – Heriif hala yağıyor.
          – Zomzomdur zomzom, hindi geçer. Yağmur birden şarr diye bastırınca, hanımı;
          – Buda mı zomzom, demiş.
Zopcuk : Yeni yetme delikanlı, haylaz, işe yaramaz.
Zopzekir *: Düşünce ve davranışlarının ciddiye alınması bile düşünülmeyen yaramaz insan.
Zorsunmak : Erinmek, üşenmek, yapacağı işi yük saymak.
Zottirik : İşe yaramaz adam.
Zumzuk, Sumsuk : Yumruk.